GÖKÇEALAN İÇİN
İş işten geçmeden bugüne bir not düşmek amacı ile Burgaz yani Gökçealan’ı bu yazıya konu edinmek istedim.
Malumunuz Gökçealan ilçemizin potansiyeli olan bir köyü. Evet resmiyette mahalle ama resmiyeti bir yana bırakırsak Gökçelan höyüğü ile başlayan antik dönemi kapsayarak yakın tarihe kadar kesintisiz yaşamın ve üretimin olduğu bir güzel ata mirasıdır Burgaz Köyü. Taş ocağı ve Jeotermal girişimlerine köylü net ve kararlı bir tutum almasaydı şimdi gelecek vaat eden bir köyden bu şekilde bahsedemeyecektik. Bu bereketli toprakları korumak için uyanık ve akıllı olmak bir mecburiyet.
Köye nitelikli bir göç var denebilir fakat ben Gökçelan’a yerleşiyorum diyip köyün orta yerine villayı kondurup sonrada kapımdan traktör geçmesin diyenlerde yok değil. Siyaset ve sanat dünyasından köyde mülk edinenler var ve bu güzel bir durum. Güzel dedim ama köye uyum sağlayacaksak güzel, köyü kendimize benzeteceksek pekte güzel bir durum diyemeyeceğim.
İyi veya kötü bugüne gelindi ama öyle inanıyorumki artık Gökçealan Köyü için bir eşikteyiz. Bugün alacakları tutum ve kararlar ile bu cennet köyün kaderini bugünki idareciler ve halk belirleyecek. Hani Türk’ün aklı sonradan gelir diyorlar ya, işte bu sefer öyle olmasın diye açık açık uyarıyor ve bu yazı ile ilçemizin belleğine not düşüyorum. Gökçealan’ın geleceğe tükenmeden ve dejenere olmadan ulaşabilmesi ve ilçemiz için yeni bir değer yaratılması amacı ile tamda şimdi yapılması gereken işler ve atılması gereken adımlar var.
Definecilerin kepçe ile kazı yapıp antik yazıları dinamit ile uçurduğu bir köyün turizm geleceği olur mu? Herkesin kafasına göre yapılaştığı, köyün dokusuna ters ve çevreye yakışmayan yapılar yaparak bir çekim merkezi oluşturabilir miyiz? Aşırı ilaçlama ve aç gözlülük nedeni ile toprağı verimsizleştirip ürünlerimizi zehirleyerek tarımda özlemini duyduğumuz noktaya ulaşabilir miyiz? Çiçeği, böceği, dereyi, tepeyi tanımadan, coğrafyaya hakim olup onu sevip korumadan sadece tüketerek bir gelecek hayali kurulabilir mi?
Gökçealan Köyünün altyapısı için şimdiden uzun vadeli yatırımlar yapılmalı. Köyün mimarisi ve kültürünün korunması için gerekli kararlar alınıp çalışmalar şimdiden başlatılmalıdır. Köy merkezindeki yapılaşma yasalara uygun ve geleceğe miras kalacak şekilde yürütülmelidir. Tarım ve turizm anlamında doğru bir bakış açısı ile yola çıkıp köyü çevreleyen doğaya ve o doğanın bize sunduğu ürünlere sahip çıkılmalıdır.
Aksi takdirde Küçük Menderes nehrinde yüzdüklerini ve balık tuttuklarını anlatan büyüklerimizi nasıl şaşkınlık ile dinliyorsak bizim bugün sahip olduğumuz zenginlikleride çocuklarımız sadece bizim iç çekerek anlattığımız anılardan bilebilecekler.
Yukarıda anlattığım konularda bireylerin üstüne şüphesiz ciddi görevler düşüyor fakat asıl görev kanunları uygulamak ve bizi en doğru şekilde yönetmek amacı ile görevlendirilen idarecilerimizindir.
Ballı incirler, toprağımızın büyülü güzellikteki zeytinyağı ve güneşin ışığından aldığı sarıyı bir madalya gibi taşıyan Gökçelan’ın meşhur Osmancık üzümü hep varolsun diye not düşüyorum, işte şimdi tam zamanı.