Güneşten korunmamız gerektiği kadar, güneşe de ihtiyacımız vardır. Çocukların güneşe hiç çıkarılmadığı zaman D vitamini eksikliğinden kaynaklanan raşitizm dediğimiz hastalık ortaya çıkmaktadır. Çocuğun yaşına bağlı olarak o oranda güneşte kalmalı ve daha erken saatlerde güneşe çıkarılmalıdır. Çocuk ne kadar küçükse o kadar erken saatte ve daha kısa süreli dışarı çıkarılmalıdır. Daha büyük çocuklar ise biraz daha geç saatte güneşe çıkarılabilir. 4-5 yaşına kadar olan çocuklar dışarı çıktıkları zaman kıyafetleri güneşe uygun olmalı ve şapka takılmalıdır. Kolları ve bacakları kısa giysiler giydirilerek asgari 30 dakikada güneşte durması ihtiyacı olan vitamini alması için yeterli bir süredir. Güneş ışınlarının eğimli geldiği öğleden önce 9:00-11:00 saatleri arası ve öğleden sonra 15:00-17:00 saatleri arasında güneşe çıkmak için uygun zamanlardır. Güneşin dik açılı geldiği saatlerde ise kıyafet gibi fiziksel koruyucuların yanında mutlaka güneş koruyucu kremlerden de faydalanmak gerekir. 40-50 faktör güneş koruyucu içeren kremler çocuklar için uygun olabilir. Güneş koruyucu kremler, güneş ışınlarının dik geldiği omuz başları, kollar ve bacaklara ince bir tabaka halinde sürülmelidir. Uzun süre güneşte kalınacaksa güneş kremi öğleden önce ve öğleden sonra olmak üzere 2 defa sürmek gerekir. Kullanılan ürünlerin son kullanma tarihi mutlaka kontrol edilmeli. Aksi halde alerjik reaksiyonlara neden olarak ortaya istenmeyen sonuçlar çıkarabilir.
Sıcak havayla beraber özellikle enfeksiyon hastalıklarında artış görülmekle beraber besinlerle bulaşabilen hastalıkların sıklığı da artmaktadır. Özellikle su ve gıda yolu ile bulaşan hastalıklara dikkat edilmelidir. Bazı gıdalar buzdolabı dışında uzun süre tutulduğunda ve sıcakla temas ettiğinde çok daha çabuk mikroorganizma geliştirebilir. Örneğin; dolaptan çıkarılan tavuk çözüldükten sonra dışarıda uzun süre kalmamalıdır. Tatil köylerinde özellikle açık büfelerde, birtakım mikroorganizma kökenli hastalıklar çoğalabiliyor. Özellikle mayonez sıcak ortamda fazla kaldığı zaman mikroorganizmaların çoğalmasına neden oluyor. Bununla beraber, yazlık sitelerdeki ve tatil yerlerinde göz ve kulak enfeksiyonları, ishaller, ateşli hastalıklar, cilt döküntüleri gibi havuz kaynaklı hastalıklara da yaz aylarında oldukça fazla rastlanıyor. Bu nedenle özellikle belli yaş grubu çocuklar için aileler havuz yerine denizi tercih etmelidir. Denetiminin ve temizliğinin düzenli yapıldığından emin olduğunuz havuzun yoğun olmayan saatlerde tercih edilmelidir.
Önce kişisel daha sonra toplumsal alanlardaki hijyen mikroorganizmalardan korunmak gerekir. Sinek, böcek ısırıkları, keneler, virüs enfeksiyonları, el-ayak-ağız hastalığı gibi yaz mevsiminin getirdiği birtakım hastalıklar vardır. Sinek ısırıklarını önlemek için giyilen kıyafete dikkat edilmelidir. Ayrıca bitkisel ürünler çok ince tabaka halinde kullanılması gerekir. Sinek koruyucu ilaçların kullanıldığı ortamın mutlaka havalandırılması gerekir. Özellikle bebek ve küçük çocuklarda yaz aylarında aşırı terlemeye bağlı olarak isilik de çok sık görülür. İsiliğin tek çaresi serinlik ve sık banyo yapmaktır. Ayrıca yaz aylarında çocukları hastalıklardan korumak için, güneş ışınlarının dik geldiği zamanlarda dışarı çıkıldığında sıcak çarpmasına da dikkat etmelidir.
kaynak:superkadin.net