Agroekoloji Agroekoloji bir yaşam biçimidir. Ben de kendime böyle bir yaşam oluşturmaya çalışıyorum. Yerel tohum ve çeşitlerle 2004 den beri sertifikalı organik tarım yapıyorum ama agroekolojik bir yaşam biçimini henüz oluşturamadim. Çünkü agroekoloji organik tarımı da içeren ama ondan ibaret olmayan bir sistem. Büyük şirketler de organik tarım yapıyor ama şirketlerce yürütülen organik tarımın endüstriyel tarımdan çok fazla bir farkı yok. Yine tarım ilacı üreten şirketlere bağımlısınız , yine azami miktarda enerji ve fosil yakıt kullanıyorsunuz. Yine, mono kültür (tek tip) üretim yapiyorsunuz. Yine küresel ısınmaya katkı sunuyorsunuz . Üretimin merkezinde insan değil, makineler var. Oysa organik tarım emek yoğun, asgari enerji kullanan ,yerelde üretip yerelde tüketimi hedefleyen, ürün çeşitliliğine dayanan küçük aile tarımı agro ekoloji için çok onemli bir adımdır. Yani agro ekolojik bir sistemi kurabilmek için; 1.üzerinde tarım yapılabilecek miktarda bir toprağın olacak 2. Bir- iki yerli ineğin, 5-10 koyun ve keçin, 50 civarında köy tavuğun olacak. 3. Hayvanların bokuyla tarlayı; tarlanın otuyla da hayvanları besleyeceksin. 4. Coğrafi konumuna göre her türlü sebze ve meyveyi üretmeye çalışacaksın. 5. Doğadaki besi döngüsüne ve biyo çeşitliliğe asla zarar vermeyeceksin. 6. Üretim sürecinde kimyasal gübre ve tarım zehiri yerine ev yapımı doğal ilaçlar kullanacaksın. 7. Mümkün olduğu kadar toprağı işlemeyeceksin. Çok gerekirse, at ve pulluk kullanacaksın. V.b. Simdi denilecektir ki, bu yöntemle 8 milyar in sanı nasıl doyuracaksınız? Şu anda 8 milyar dünya nufusunun 4.5 milyarı kirsallarda yaşamakta ve küçük aile tarımıyla geçimlerini sağlamakta ve dünya tarımsal üretiminin %70 ini karşılamaktadırlar. 300 milyon büyük tarım işletmesi, endüstriyel tarım sistemiyle bu 4.5 milyar insanın ürettiği ürünü üretebilir. Ama bu ürünler sağlıklı olmadığı gibi sürdürülebilir değildir. Aynı zamanda küresel ısınmayı hızlandırır niteliktedir. Öte yandan 4.5 milyar insanın ürettiği ürünleri bu 300 milyon şirket üretirse , kirsallarda yaşayan 4.5 milyar insan ne olacak? Bu in sanlar da ekmeğini kentlerde aramaya başlarsa, ne olur? Bunun doğuracağı toplumsal sonucları tahmin edebiliyor musunuz? Şimdi anlaşılıyor mu agroekolijik sistemin önemi? Ben kırsalda yaşayan bir tarım üreticisi olarak bu agroekolojik sisteme dahil olmak isteyen tüketicileri arıyorum. Eğer buluşabilirsek, insanlığın sonunu hazırlayacak olan endüstriyel gıda sistemi zincirini kırabiliriz. Kötü alışkanlıklarımızdan uzaklaşarak bunu başarabiliriz. Sebze dikim ayında (nisan) sizlerin talepleri doğrultusunda üretim yapmaya hazırım. Hep beraber kafa yorarak bu agro ekolojik sistemi oluşturabiliriz . Kuşadası, söke, Izmir'i besleyecek bir sistemi kurabiliriz. |
824 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |