Gülşen Bayar

Bir Misafir Virüs

Bana göre her hastalık bir misafirdir .Vücudumuz bir ev, virüsü vücudumuza giren bir misafir olarak algılarım. Bu algı size belki farklı gelebilir. Ama ben büyüklerimden böyle öğrendim. Virüs hakkında yeterince okuduğunuzu düşünüyorum. Virüsten nasıl korunmalıyız? Ölüm oranı nedir? Alınabilecek önlemler nelerdir? Tüm Bu soruların cevaplarını uzmanlardan öğreniyoruz ama bence bir noktayı gözden kaçırıyoruz.Bana kalırsa sormamız gereken asıl soru, virüs bize neyi öğretiyor? Üst üste gelen bu olaylar bize bir şeyler anlatıyor olmalıydı. Peki bu virüs sürecinden neyi öğrenmeliyiz? Bu soruyu odaklanmak yerine panik içinde yaşıyoruz. Bu panik havası virüsten daha tehlikeli. Kimse bunun farkında değil. Çünkü ölüm oranı ne olursa olsun, ölümün en ufak ihtimalinden bile korkan bir insanlık var karşımızda.Son 50 yılda tüketim odaklı emperyalist bir dünyada yaşıyoruz. Bu hayat karmaşasının içinde gerçek olan ölümle yüzleşmeyi unuttuk. Kapımızın önündeki son model arabanın,bankadaki paramızın ne önemi kaldı? Acaba biz bazı şeyleri çok mu abartık? Felaket tellalı değilim ama bu soruları sormadan duramıyorum kendime... Kaç sene okullara gittik. Türlü türlü formüller ezberledik. Hangi formül bize toprağı, toprağı işlemeyi öğretti. Bizler kocaman bir balon yaratmışız. Kendimizi her konuda bilgili sanıyoruz. Karmakarışık matematik problemleri çözüyor, atom bombası yapıyoruz. Ancak Toprak ile nasıl doyacağımızı bilmiyoruz. Topraktan uzaklaştık. Düşünmeliyiz... Bu virüs mesaj veriyor insanlığa. Bir öğretmen ve öğretmeden de gitmeyecek. Ellerimizdeki telefonlara, diktiğimiz havalı gökdelenlere aldanmayın. Bir gün de çökecek aciz varlıklarız. Kabul edelim. Bana kalırsa her şey bittiğinde elimizde ahlak ve inanç kalacak. Panik yapmak yerine kendi içimize karantinaya alıp, kendi gerçek yüzümüzle yüzleşmeliyiz.Esen kalın

Yorumlar